Kahvaltı monologları

Home / Gastronomi / Kahvaltı monologları
Kahvaltı monologları

Gecen gün bir arkadaşım “Serpme Kahvaltı”, “Köy Kahvaltısı” gibi her yerde karşımıza çıkan tuhaf isimlere nasıl sinir olduğunu anlattı. Haklı çocuk, ben de deli oluyorum.  Böyle saçma şey mi olur !!

Bundan 5-10 yıl önce bir kafeye, restorana “Serpme Kahvaltı var mı” diye sorsak en iyi ihtimal garsonun boş bakışlarına maruz kalırdık. Son yıllarda menülerin başköşesinde yer alsa da “Serpme Kahvaltı” diye bir şey yoktur, olamaz, olmamalıdır. IMG_2625

Bu tuhaf söylem, son yıllarda açık büfe olmayan kahvaltılar için uydurulmuş, anlamsız bir söz grubudur. Bu garip ismin kabul görmesi, bir kahvaltı çesidiymis gibi menülerde yer alması, sanki çok normal bir şeymiş gibi herkesçe kabul görmesi anlaşılır bir şey değildir. Çünkü insan olan hiçbir zat, ne kahvaltıda ne de başka bir öğünde serpme herhangi bir yemek yemek istemez. İstemez tabi !

Kümesteki tavuklara yem serpilebilir, ağılda keçiye koyuna ot mot serpilebilir. Ama insana yemek serpilir mi? Yemekle ilgili garip fetişi, fantezisi olmayan bir insan serpilmiş yemek yemek ister mi? Şöyle ki; kelime anlamı olarak “Serpmek” “Bir şeyi dağılacak biçimde dökmek, saçmak” demektir. Bir de benim bildiğim aynalı sazan, kefal vs balık yakalamak için kullanılan “serpme balık ağı” vardır ama sanırım bu da kahvaltı ile ilişkili bir şey olamaz.

IMG_3016

Köy Kahvaltısına gelince… Buna galiba daha da fazla gıcık oluyorum.

– “Bu pazar Berkecan ve Işılsu ile birlikte Kilyos’a gidip köy kahvaltısı yaptık, on numaraydı bro, haftaya sen de gel” cümlesinde verilen alt mesaj aslında şudur:

  • “ Biz anne tarafından Fransız, baba tarafından Japonuz. Kahvaltıda genellikle miso çorbası, sashimi veya eğer anneannem bize geldiyse tereyağlı kruvasan, somonlu eggs benedict yer şampanya içeriz. Hafta sonu diye arkadaşlarla böyle bir değişiklik yaptık. Peynir, zeytin, çay da fena bi kahvaltı biçimi değilmiş. Aslında çok daha iyiymiş, anneannem neyse de sabah sabah çiğ balık yediren o babamı allah bildiği gibi yapsın…..”

26-45 doğu boylamı ile 36-42 kuzey enleminde yer alan, sınırları Misak-ı Milli ile çizilmiş, Edirne’den Ardahan’a tek bayrak altında birleşmiş canım yurdumda başka türlü kahvaltı şekli var mıdır??  Köylerimizde peynir-zeytin-yumurta yendiği saatlerde şehirlerde neler olmaktadır? Misal yarın sabah Kayseri merkeze gidip bir kahvaltı etmek istesem, garsona “Bonjour monsieur, bir şehir kahvaltısı rica ediyorum, “bir de cafe lait s’il vous plait” desem” … Yoksa belki de daha iyi olur demesem… Ben aşçıyım. Ana dilim Türkçe’ye aşığım. Okumaya, yazmaya, kelimelerle oynamaya bayılırım. Dünyayı gezer dolaşırım, belki de bu yüzden yeniliklere, farklılıklara alışığım. Amaaaaa mutfağımıza, dilimize yani kültürümüze yapılan bu hunharca saldırılara karşıyım.

IMG_4627

Leave your comment to Cancel Reply

Your email address will not be published.