Bhutan Krallıgı / A Kingdom of Happiness

Home / Seyahatler / Bhutan Krallıgı / A Kingdom of Happiness
Bhutan Krallıgı / A Kingdom of Happiness

Dünyanın çatısında, Himalayaların arasında, masmavi dereleri, biblo gibi evleri, rengârenk tapınakları ve mutlu insanları olan bir krallık varmış. Kulağa nasıl da masalsı geliyor değil mi? Oysa her kelimesi gerçek. Hatta sizi çok şaşırtacak daha fazlasıyla birlikte…
Bhutan Krallığına gittim. “Gürleyen Ejderha Krallığı”, “Barışçıl Ejderhanın Ülkesi” ya da “Mutlu İnsanların Krallığı”. Tüm bunlar ülkenin diğer adları. İçlerinden en çok sonuncusunu sevdim ve tüm seyahat boyunca bu adı doğrularcasına insanların mutluluğunu gözlemledim.

Kuzeyinde Çin, batısında ve güneyinde Hindistan ile komşu olan 700.000 nüfuslu küçücük bir ülke. Başkent Thimpu dünyada trafik ışığı olmayan tek başkent olarak anılıyor. Resmi dili Dzongkha ve İngilizce, para birimi ise Ngultrum. Ülke mutlak monarşi yani tek bir kişinin egemenliği ile yönetiliyor. Jigme Wangchuck Bhutan’ın 5. Kralı ve 2006’dan beri hüküm sürüyor. Halk tarafından çok sevilen ve “Halkın Kralı” olarak bilinen Wangchuck, eğitimini Amerika ve İngiltere’nin seçkin okullarında tamamlamış. İnsanlar sevgi ve bağlılıklarını, hemen her yere krallarının ve halktan biri olan güzel kraliçenin fotoğraflarını asarak gösteriyorlar.

 

b7f5ef_6f6fe4f23a8c4b939c399f44d4aa85b2.jpg_srz_372_558_75_22_0.50_1.20_0.00_jpg_srz

 

İlerleyen günlerde insanların neden mutlu olduğunu daha iyi anlıyorum. Önceki Nepal, Hindistan ve Çin seyahatlerimden sokakta yaşayan insanlar, çöplerle beslenmeye çalışan çocuklar, dilenciler gibi bu coğrafyada çok sıradan kabul edilebilecek manzaralara aşinaydım. Ne var ki Bhutan’da tek bir dilenci bile yok, herkesin evi var ve hiçbir çocuk aç uyumuyor. Sağlık, eğitim gibi temel ihtiyaçlar tamamen devlet tarafından karşılanıyor. Dolayısıyla herkesin yüzü gülüyor.

b7f5ef_1d0d633e2ea04f87b2678ae003fe4371.jpg_srz_372_558_75_22_0.50_1.20_0.00_jpg_srz

 

Bhutan’da sizi birçok sürpriz bekliyor. Örneğin sigara yasal değil, içmek ve satmak suç kabul ediliyor, yerel halk hiç sigara içmiyor. Turistler ise ülkeye sadece kendi içecekleri sınırlı sayıda sigara ile girebiliyorlar. Burada pilavlar kırmızı pirinç ile yapılıyor. Bhutan’ın kırmızıbiberi dünyada tadacağınız en acı biber belki de ama buna rağmen yemekte baharat değil ana malzeme olarak kullanılıyor. Halk geleneksel kıyafetleri ile günlük yaşamını sürdürüyor. Kadınlar “kira” denilen uzun etekleri, erkekler ise “gho”adı verilen kısa eteklerini giyiyor! ( Siz de sadece İskoçya’da erkekler etek giyer diye biliyordunuz değil mi?)

b7f5ef_ac867aaf1b97485f97a73f4695c6b3e2.jpg_srz_372_248_75_22_0.50_1.20_0.00_jpg_srz

 

Gayrı safi milli mutluluk endeksi, gayrı safi milli hasıladan daha fazla dikkate alınıyor. Ülkenin en önemli festivallerinden olan Tsechus’da halk tahtadan yapılan, çok renkli hayvan maskeleri ile dans ediyor. Eğer daha da şaşırmak istiyorsanız evlerinin dış duvarlarına, dev boyutlarda çizdikleri organı görmek için internette ufak bir araştırma yapmanızı önereceğim. Neredeyse tüm evlerde çizili olan, evlerini koruduğuna inandıkları bu kocaman “nazar boncukları” sizi şaşırmanın ötesinde epey güldürecek.

 

b7f5ef_8efeeba0e040410695e15b9d7c9ccaed.jpg_srz_372_557_75_22_0.50_1.20_0.00_jpg_srz b7f5ef_e062524ea6054054976d1cd5c96cd866.jpg_srz_372_248_75_22_0.50_1.20_0.00_jpg_srz

 

İşin daha tuhafı “Hadi o zaman bir bilet alıp gidelim bu masal ülkesine” demek pek de kolay değil. Ülkeyi gezmenin bazı kuralları var. Orada geçirilecek her gün için kişi başı 250$ ödeniyor. Bu fiyata otel, 3 öğün yemek, şoförlü özel araç ve özel rehber dahil. Ülkeye sadece Bhutan’ın havayolu olan Druk Air seferleri ile ulaşılıyor. Paro havalimanına ise sadece birkaç şehirden ve sınırlı sayıda uçuş var. Bhutan’da yerel bir acente ile yazışıp orada kaç gün geçireceğinize karar verdikten sonra, uçak bileti ücreti ile beraber tüm tutarı transfer edip bir süre beklemeniz gerekiyor.

 

b7f5ef_43c25780540142b4861cab8b89070ee8.jpg_srz_372_248_75_22_0.50_1.20_0.00_jpg_srz

 

Bu zaman zarfında vizeniz çıkıyor ve her zaman dolu olan uçaklarda zor da olsa size yer bulunuyor ve rezervasyonunuz onaylanıyor. Yer bulunamazsa param ne olur, geri alabilirim miyim diye endişelenmenize hiç gerek yok çünkü dünyanın en dürüst, en iyi niyetli insanlarıyla muhatap olduğunuzu hatırlamanız yeterli. Bunların ötesinde “ben gider kendim gezerim, istediğim yerde kalırım” diye bir seçenek yok. Tüm turistler ülkede aynı şekilde ağırlanıyor. Oteller oldukça kaliteli ve yemeklerde yabancıların zevklerine göre ayarlanmaya çalışılmış. Rehberler ve şoförler de tüm Bhutan halkı gibi iyi niyetli ve güler yüzlü. Sizi rahat ettirmek ve tüm bildiklerini paylaşmak için çalışıyorlar.

 

b7f5ef_ef46d25f46a54f37baf8572d9d20205e.jpg_srz_372_558_75_22_0.50_1.20_0.00_jpg_srz b7f5ef_ffa50bef598347ad9968fff78f763fec.jpg_srz_372_248_75_22_0.50_1.20_0.00_jpg_srz

 

Biz Bhutan’da 5 gün geçirdik. Paro, Thimpu ve Pokhara şehirlerini gezdik. Zorlu dağ yollarında 500 km yol yaptık. Özgün Bhutan mimarisi örneği evleri gördük, geleneksel sanatların öğretildiği meslek okullarını ziyaret ettik, “dzong” adı verilen manastırlarda dolaştık, tüm müzeleri gezdik, köylerde insanların günlük yaşamına tanık olduk, çok acı biberle pişirdikleri eşsiz lezzetli mantarlarından yedik. Ülkenin sembolü olan, Paro’da 3200mt yükseklikte inşa edilmiş Tiger Nest tapınağına tırmandık.

 

b7f5ef_3dcea6a2aa0a4c61bde7f4415fa4db12.jpg_srz_372_558_75_22_0.50_1.20_0.00_jpg_srz

 

Nihayet ülkeden ayrılma zamanı geldiğinde uçağın penceresinden son kez “Mutlu İnsanların Ülkesine” bakarken, tekrar buralara gelebilmeyi diledik.

Leave a Reply

Your email address will not be published.