Ya da daha başka bir deyişle “Torino’da nerelerde, neler yenir, neler içilir?”
Anasayfa
Bir kahve içelim mi Massimo?
İçinizde adı Massimo olan varsa lütfen üzerine alınmasın. Bu yazı kahve ile –özellikle İtalyan kahvesi– ile ilgili bir yazıdır, bir yanlışlık olmasın.
Bir tropik adaya düşsem yanıma alacağım 3 şey: Para, para, para
Masmavi deniz, beyaz kumlar, kumlara paralel uzanan palmiye ağaçları… Plajda masaj yapan çekik gözlü kızlar, çok kaslı barmenlerin hazırladığı renkli kokteyller, ultra seksi tatil, mega romantik balayı… Seyahat dergilerinin kapaklarında, turizm şirketlerinin reklamlarında gördüğümüz bu masalsı manzaralar gerçekten var mı? Yoksa işin aslı biraz farklı mı?
Yemekte salçaya kadında kalçaya karşıyım!
Mutfağın inceliklerini yok sayan, gelişmeye, yeniliklere karşı duran, bu ve benzer klişe söylemlerden hiç hoşlanmıyorum. Bu tarz eskimiş cümlelerin hem gerçeklerden uzak hem de iştah kaçırıcı olduğunu düşünüyorum. Sadece yemek ile ilgili de değil elbette. Kim Victoria’s Secret defilesinde 44 beden Adriana Lima görmek ister ki!
Kahvaltı monologları
Gecen gün bir arkadaşım “Serpme Kahvaltı”, “Köy Kahvaltısı” gibi her yerde karşımıza çıkan tuhaf isimlere nasıl sinir olduğunu anlattı. Haklı çocuk, ben de deli oluyorum. Böyle saçma şey mi olur !!
Gotham’a iki bilet, Batman yanı olsun !
Misak-ı Milli sınırları içinde her gün akıl almaz olaylara şahit oluyoruz. Son bir haftada yaşananlar çocuk tacizleri, tacizcileri suçlu görmeyen meclis, canlı bombalar, olay yerine gül bırakan zenginler vs… Liste uzar ama ben uzatmayacağım. Demem o ki; akıllara zarar milletiz. Siyaset, yaşam gibi konu seyahate gelince de eşsiziz. Neden mi? Anlatayım.
MADAGASCAR (1) Morondava-Baobab Alley
1 Ocak 2016. İstanbul Atatürk Havaalanı. Her yer kar, buz. Uçuşların çoğu iptal ya da 5-10 saat rötarlı. Ben THY’nin ilk uçuşlarından biriyle Madagascar’ın başkenti Antananarivo’ya gidiyorum. Yani giderim diye umutla ve sevgili dostum JW Black Label’la birlikte bekliyorum.
2015’de nerelere gittim? Neler yedim?
Gecikmiş de olsa “2015 nasıl geçti” diye bir yazı yazayım, “popüler kültürden geri kalmayayım” dedim. Bana sorsanız 2015 “iyi geçti” derdim ama yazmaya başlayınca gördüm ki koskoca yıl aslında “yollarda” geçmiş. Geçtiğimiz yıl 10 farklı ülke, 41 ayrı şehre gitmişim. Çoğu okyanus aşırı 24 uçuş, 6 tren, 3 gemi yolculuğu ve arabayla on binlerce kilometre yapmışım. Bu seyahatlerde yediklerimden seçtiğim 12 restoran ve yemeği anlatacağım.
Şampanya patlatanlara bir tane de siz patlatın !!
Şimdi önümüz yılbaşı. Fazla coşkulu, kutlama tipi insanlara sıkça rastlamanız kuvvetle olası. Şampanya patlatanlara –hele şişeyi hunharca sallayıp, fıskıye muamelesi yapanlara- hiç acımayın. Bir tokat da siz onlara patlatın.
Hangi çılgın bana gurme diyecekmiş, şaşarım!!!
“Bana gurme demeyin” diyorum, bozuluyorsunuz. Ama demeyin. Hatta mümkünse kendinize de demeyin. Bazen güzel bir yemek, iyi bir şaraptan sonra diyecek gibi oluyorsanız; “tutamıyorum kendimi, duysun tüm dünya, ben bir gurmeyim” demek istiyorsanız durun. Bu yazıyı okuyun.
Sağlıklı ve lezzetli… Vietnam Mutfağı
Uzak doğunun bu lezzetli mutfağında; ekşi, acı, tatlı ve baharatlar damakta nefis izler bırakıyor, kokular ise adeta büyülüyor.
Kaliforniya’nın gastronomi yıldızı Berkeley
Berkeley San Francisco’ya 20 km uzaklıkla ve okyanus kıyısında yer alan bir üniversite şehri. Ülkenin en iyi üniversitelerinden biri olarak kabul edilen “University of California Berkeley”, Nobel ödülü kazanmış birçok mezunu, seçkin akademik kadrosu ve 30.000 civarında başarılı öğrencisiyle Berkeley’de yer alıyor.